Tris Prior, 16 yaşına geldiğinde herkesin beklediği gibi kendi insani özelliklerine göre bir gruba katılma zamanının geldiğini öğrenir. Bu grubun seçimi, hem onun kimliğini hem de geleceğini belirleyecek önemli bir adımdır. Ancak Tris, bu seçimle ilgili beklenmedik bir gerçekle karşılaşır: O, "uyumsuz"dur. Yani, geleneksel gruplardan hiçbirine tam olarak ait değildir. Bu durum, Tris’in hayatını sonsuza kadar değiştirecek bir sırdır.
Beş grup arasında seçim yapılırken, her birey kendini cesur, barışçıl, dostça, bilgiye aç veya özverili bir şekilde tanımlar. Ancak Tris, bu sınırlı tanımlamalara uymayan bir karaktere sahiptir. Hem cesaretlidir hem de meraklı, hem özverilidir hem de farklı düşünmeye eğilimlidir. Bu özellikler, onun için hem bir avantaj hem de büyük bir tehlike oluşturur. Uyumsuz olmak, Tris’i toplumun normal işleyişinin dışında bırakırken, aynı zamanda ona benzersiz bir güç de verir.
Uyumsuzluk, aynı zamanda Tris için bir risk ve tehdit unsurudur. Eğer bu sırrı öğrenenler, onu bir tehdit olarak görürse, Tris’in hayatı büyük tehlikeye girer. O yüzden, kendini gizli tutarak hem uyumsuzluğunun neden olduğu soruları yanıtlamaya çalışır, hem de içine düştüğü bu karmaşık dünyada bir yer edinmeye çalışır. Ancak zamanla, Tris’in bu sırrı sadece kendisi için değil, tüm toplumu etkileyebilecek önemli bir rol oynar. Çünkü uyumsuzluk, sistemi tehdit edebilecek bir potansiyele sahiptir ve Tris, bu güçle yüzleşmek zorunda kalır.
Bu hikaye, bireysel kimlik, toplumun sınırlamaları ve insan doğasının çeşitli yüzleri üzerine derinlemesine bir keşif sunar. Tris’in yolculuğu, kendini tanıma, toplumsal baskılarla mücadele etme ve kendi içindeki gücü keşfetme üzerine evrimleşir. Aynı zamanda, uyumsuzluk sadece bir farklılık değil, bir özgürlük ve potansiyel olarak da bir devrimdir. Tris’in hem kimliğini hem de toplumun yapısını sorgulaması, onu hem güçlü bir kahraman hem de toplumunun karşı karşıya olduğu tehditlerin çözümü için kritik bir figür haline getirir.