Bu hikaye, Veliaht Prens'in tahtı ele geçirmek için tarihteki önemli olayları ve figürleri silmeye çalıştığı, tarihi manipüle ettiği bir dönemde geçiyor. Prens, kendi çıkarları ve kişisel hırsları doğrultusunda, geçmişi yok ederek geleceği şekillendirmeyi amaçlamaktadır. Ancak, onun bu tehlikeli planlarını durdurmaya çalışan bir genç subay vardır. Subay, Prens'in planlarının sadece tahtı değil, aynı zamanda halkın geleceğini de tehlikeye attığını fark eder.
Genç subay, büyük bir cesaretle Veliaht Prens'e karşı çıkar, ancak bu mücadele sadece fiziksel değil, aynı zamanda zekâ ve strateji gerektiren bir savaşa dönüşür. Subay, tarihi korumak için savaşırken, kendi geçmişini ve inançlarını da sorgulamaya başlar. Taht kavgaları, entrikalar, tarihi manipülasyonlar ve kişisel mücadeleler arasında, subay ve Veliaht Prens arasındaki çatışma giderek daha karmaşık hale gelir.
Veliaht Prens, gücün ve tarihin kontrolünü elinde tutmak isterken, subay onun planlarının sadece bir kişiyi değil, tüm halkı etkileyebileceğini anlamaya başlar. Her ikisi de geçmişin ve geleceğin yüküyle karşı karşıya kalır. Bu, sadece bir taht mücadelesi değil, aynı zamanda insanlık, tarih ve adalet adına verilen bir savaştır.
Film, ikisi arasında geçen zorlu çatışmalar, tarihi olayların manipülasyonu ve ikisinin de inançlarının sınandığı bir hikâyeye dönüşür. Subay, tarihsel doğruyu korumak için her şeyi göze alırken, Veliaht Prens'in karanlıkta kalan geçmişiyle yüzleşmesi ve kendi içsel savaşını kazanması gerekecektir. Sonunda, sadece taht değil, aynı zamanda halkın özgürlüğü ve tarihsel hafıza için verilen mücadele de ön plana çıkar.