Bir aile yadigarı olan değerli bir piyano, kardeşler arasındaki derin çatışmaların ve aile bağlarının karmaşık yüzünü ortaya çıkarır. Kız kardeş, piyanoyu aile mirası olarak görüp onu koruma arzusuyla hareket ederken, erkek kardeş bu eşyayı geçmişin yüklerinden kurtulma fırsatı olarak değerlendirir. Piyano üzerinden başlayan bu mücadele, aslında ailenin geçmişindeki travmalar, kayıplar ve kimlik arayışıyla yüzleşmelerini zorunlu kılar. Her biri için piyanonun anlamı farklıdır; bu da mirasın sadece maddi bir varlık değil, aynı zamanda duygusal ve tarihsel bir yük olduğunu gösterir.