"Bedenin İzleri", gerilim ve suç türünü derinlemesine işleyen, zihinleri zorlayan bir hikayeyi izleyiciye sunuyor. Adli tıp uzmanı Kang, bir cinayet soruşturmasına katılır. Kurbanın cesedi, korkunç bir şekilde parçalanmış ve her bir parça, arka planda karanlık bir gizemi işaret etmektedir. Kang, cesedi incelemeye başladıkça, olayın sıradan bir cinayet olmanın ötesinde olduğuna dair şüpheler oluşur.
Dedektif Min, olayın başlıca şüphelisi olarak, fanatik bir çevre gönüllüsü olan Lee Sung-ho'yu işaret eder. Lee, çevrecilik adına radikal bir tutum sergileyen, toplumu değiştirmeye çalışan bir adamdır. Ancak Lee'nin masum olduğu yönünde güçlü bir duruşu vardır ve onun suçla bir ilgisi olduğu düşünülen her adım, Kang için büyük bir soru işareti oluşturur. Lee'nin geçmişi ve davranışları, Kang’ın kafasında sürekli bir karmaşa yaratırken, dedektifin suçlu olduğunu düşündüğü adamla birlikte her şeyin daha da derinleşmesi kaçınılmazdır.
Hikaye, Kang’ın kızının kaçırılmasıyla bambaşka bir boyut kazanır. Kızının kaybolması, Kang’ı bu cinayet davasında ipuçlarını elinde tutan Lee ile daha da yakınlaştırır ve ikili arasında ölümcül bir oyun başlar. Kang, kızını kurtarmak için her şeyi göze alırken, Lee de karşı hamlelerde bulunarak ona karşı hileli bir strateji kurar. Bu gerilimli oyun, cinayet soruşturmasının ne kadar tehlikeli ve karmaşık olabileceğini gösterir.
"Bedenin İzleri", hem suçun hem de adaletin ne kadar farklı şekillerde yorumlanabileceğini sorgulayan, zekice yazılmış bir hikayedir. Her bir karakterin kararları, onları karanlık bir gerçeğe doğru sürüklerken, izleyiciyi de sürükleyici bir gerilimle baş başa bırakır.