Bir grup arkadaş, kış tatilinin keyfini çıkarıp snowmobiling yapmaya karar verdiklerinde, uzun ve heyecan dolu bir maceraya atılmak üzere yola çıkarlar. Ancak yolculukları, kışın sert koşullarının etkisiyle hızla kontrolden çıkar. Şiddetli bir fırtına, yönlerini kaybetmelerine ve karla kaplanmış izleri takip edememelerine yol açar. Soğuk ve zorlu hava koşullarından korunabilecekleri bir sığınak arayışı, onları terk edilmiş bir sanatoryuma götürür.
Başlangıçta, bu terkedilmiş yapının sunabileceği barınma ve sıcaklık, grubun moralini yükseltir. Fırtına nedeniyle dışarıda mahsur kaldıkları ve barınağa sığındıkları için kısa süreliğine de olsa rahatlarlar. Ancak, sanatoryumun içerisine adım attıkları andan itibaren, bir şeylerin doğru olmadığına dair bir hissiyat başlar. Burası yalnızca terkedilmiş değil, karanlık bir geçmişi olan bir yerdir. Eski hastaların hala bu binada var olduğu ve dışarıdan gelen ziyaretçileri hiç de hoş karşılamadıkları hızla anlaşılır.
Zaman geçtikçe, grup arkadaşları, bu terkedilmiş sanatoryumun içinde bilinmeyen, korkutucu varlıkların ve eski hastaların tehditkar bakışlarıyla yüzleşirler. Sanatoryum, sadece eski ve terkedilmiş bir yapı değil, aynı zamanda bir hayatta kalma mücadelesinin arenası haline gelir. Gençler, hayatta kalabilmek için fiziksel ve zihinsel olarak zorlu bir geceye hazırlıklı olmalıdırlar. Korku, gerilim ve belirsizlik arasında, grup üyeleri her an ölümle burun buruna gelmektedir.
Sanatoryumun geçmişindeki karanlık sırlar yavaşça gün yüzüne çıkarken, gençler yalnızca dışarıdaki fırtına ile değil, içlerindeki korkularla ve birbirleriyle de savaşmak zorunda kalırlar. Binanın her köşesindeki gizemli varlıklar ve tuhaf sesler, gerilim dolu bir geceye yol açar. Geceyi atlatmak ve sağ çıkmak için yalnızca kendi akıllarına ve cesaretlerine güvenebilirler. Hem dış hem de içsel bir tehlike ile karşı karşıya olan grup, bu ölümcül kedi-fare oyununda hayatta kalabilmek için zekalarını, cesaretlerini ve birliklerini sonuna kadar kullanmak zorundadırlar.