Fonda ve enerjik arkadaş grubu, ormanın derinliklerine doğru bir kamp yolculuğuna çıkarlar. Gençler, doğanın içinde sakin bir hafta sonu geçirmek, doğayla iç içe vakit geçirmek ve eğlenmek niyetindedirler. Ancak, kamp kurdukları yerin karanlık geçmişini bilmedikleri için farkında olmadıkları bir tehlike ile karşılaşırlar. Zamanla ormanın gizemli ve korkutucu atmosferi, onları huzurlu bir tatilden daha fazlasıyla tanıştıracaktır.
Gece ilerledikçe, ormanın derinliklerinde yalnız olmadıklarını fark etmeye başlarlar. Tüm enerji ve neşeleriyle eğlenmeye devam ederken, bir anda gizemli bir yaratığın varlığını hissetmeye başlarlar. Three Fingers olarak bilinen, korkutucu bir mutant yaratık, ormanın gölgesinde onları izlemeye başlar. Bu yaratık, doğa kanunlarından sapmış, akraba evliliği nedeniyle üç parmağı olan bir varlık olarak ortaya çıkar. Gençler, onu fark ettiğinde iş işten geçmiş olur.
Yavaşça birer birer kaybolan arkadaşlar, üç parmağı olan bu dehşet verici yaratık tarafından acımasızca öldürülür. Bu mutant, onları yakalamak için hiçbir fırsatı kaçırmaz; bir an bile enerjik kalmalarına, panik yapmalarına ya da mücadele etmelerine izin vermez. Gençler, birbirlerine yardım etmek ve hayatta kalmak için çırpınsalar da, ormanın derinliklerinde onları bekleyen ölümcül avcıdan kaçmak gittikçe imkansız hale gelir.
Fonda ve arkadaşları, yaşamla ölüm arasındaki ince çizgide hayatta kalabilmek için her şeylerini ortaya koyarlar. Ancak, Three Fingers’ın yaratıcı ve acımasız yöntemleri karşısında, ormanın derinliklerine adım atan her biri, ölümle burun buruna gelir. Ormanın karanlık ve ölümcül sırrı, her geçen dakika daha da yakınlaşır. Bu trajik olay, masum bir eğlencenin ne kadar korkutucu bir kabusa dönüşebileceğini gösterirken, hayatta kalanların kendi güçlerini keşfetmelerine ve hayatta kalma içgüdülerinin sınırlarını zorlamalarına yol açar.