Patri Peiró, dışarıdan bakıldığında özgüvenli ve eğlenceli biri gibi görünse de, gerçekler biraz farklıdır. Kendini olduğundan daha havalı göstermek için çabalayan bu kontrol delisi anne, ergenlik sancıları çeken 13 yaşındaki oğlu Ramiro’yla bağ kurmakta oldukça zorlanmaktadır. Ramiro, Patri’nin bu zorlama çabalarından bunalmış ve babasıyla yaşamak konusunda kesin bir karara varmıştır. Patri ise oğlunu kaybetme fikrine katlanamamakta ve bir çözüm yolu aramaktadır.
Şans, hiç beklenmedik bir şekilde Patri’nin karşısına çıkar. Otobüs şoförünün alkol testinden geçememesi üzerine, Ramiro ve arkadaşlarının okul kampına gitmesi için kimse kalmayınca, Patri gönüllü olur. Asıl amacı sadece çocukları güvenli bir şekilde taşımak değil, aynı zamanda bu yolculuk sırasında ne kadar “havalı” bir anne olduğunu göstermek ve Ramiro’yu kararından döndürmektir.
Ancak işler Patri’nin planladığı gibi gitmez. Yol boyunca yaşanan aksilikler, eğlenceli anlar ve sürprizlerle dolu bu kamp gezisi, Patri’nin kendisiyle ve anneliğiyle yüzleşmesine neden olur. Çocukların gözündeki saygınlığını ve oğluyla olan bağını kurtarmak isterken, kendisini komik ve kaotik bir dizi olayın tam ortasında bulur.
Patri, bir yandan Ramiro’nun kalbini yeniden kazanmak için çabalar, bir yandan da liderlik yeteneklerini kanıtlama fırsatı bulur. Ancak Ramiro’nun gerçek beklentilerinin, Patri’nin sandığından çok daha farklı olduğunu fark etmesi uzun sürmez. Onun için “havalı” olmak, gösterişli hareketlerden çok daha fazlasını gerektirmektedir.
Bu samimi ve komik hikaye, ebeveynlik, özgüven ve aile bağları üzerine içten bir keşif sunuyor. Patri’nin yolculuğu, sadece oğluyla değil, kendisiyle de gerçek bir bağ kurma arayışını gözler önüne seriyor. Ama acaba yolun sonunda, Ramiro kalmaya ikna olacak mı? Yoksa bu yolculuk, Patri’nin aslında tüm kontrolü bırakıp sadece kendisi olmayı öğrenmesiyle mi sonuçlanacak?