Genç bir baba, bir cinayetle suçlanarak hayatının en zor dönemine adım atar. O geceyi hatırlamakta zorlanan bu adam, suçsuz olduğuna inandığı halde her şeyin kendisini suçlar gibi gösterdiği bir duruma düşer. Cinayetle ilgili deliller, şüpheler ve tanık ifadeleri arasındaki karmaşa, onun masumiyetini savunmayı giderek daha imkânsız hale getirir. Ailesini ve küçük çocuğunu korumak için her şeyini ortaya koymak zorunda kalırken, aynı zamanda suçsuzluğunu kanıtlamak için kendisini içsel bir mücadeleye de sokar.
O geceyi hatırlamak, genç babanın en büyük zorluğu olur. Kafasında birçok belirsizlik ve hatırlayamadığı anlar vardır. Tanıklar onu suçlar, deliller onun aleyhine konuşur, ancak o ne olduğunu bir türlü hatırlayamamaktadır. Gecenin karanlık saatlerinde yaşananlar, ona sürekli olarak bir kabus gibi geri döner. Hatırladığı her an, daha da derinleşen bir şüpheyle örtülüdür. Genç baba, kendisini aklamak için geçmişe doğru bir yolculuğa çıkar. O geceyi anlamaya çalışırken, kendi hayatındaki karanlık noktalarla da yüzleşmek zorunda kalır. Göz önüne serilen yanlışlar, eksik parçalar ve kafa karıştırıcı olaylar, onun hem ruhsal hem de zihinsel olarak sarsılmasına neden olur.
Babasının suçsuzluğunu kanıtlamak için çocuğunun ve eşinin de inançları zorlanacaktır. Aile üyeleri ona destek olsalar da, olayların karmaşık yapısı ve dışarıdan gelen baskılar onları da şüpheye düşürür. Genç babanın her hamlesi, hem güven hem de tehlike barındıran bir belirsizliğe dönüşür. Olayları hatırlamak için gösterdiği çabalar, suçluluğuna dair şüpheleri gidermediği gibi, kendi içinde daha fazla kafa karışıklığı yaratır. Ancak bir şekilde, tıpkı kaybolmuş bir parçayı yerine koymak gibi, bir ipucu ortaya çıkar. Bu ipucu, tüm olayın çözülmesinde anahtar rolü oynar.
Masumiyetini ispatlamak, aslında sadece suçsuzluğunu değil, aynı zamanda kendi kimliğini, karanlık geçmişini ve unutulmuş anılarını da keşfetmek anlamına gelir. Genç baba, sadece dışarıdaki suçlamalarla değil, içindeki suçluluk duygularıyla da yüzleşmek zorunda kalır. Tüm bu zorlukların üstesinden gelebilmek, kendi ruhsal gücünü ve sınırlarını anlamasını gerektirir. Cinayet suçlamasından aklanmak, sadece bir hukuk mücadelesi değil, aynı zamanda bir insanın kendisini bulma yolculuğudur.