Ean, evrenin kaderini değiştirebilecek bir görevle yüz yüzedir: geleceğe dönerek insan bedenlerine hapsedilmiş uzaylı mahkumların kaçışını engellemek ve felaketin önüne geçmek. Ancak işler ters gider ve Ean, zamanın uzak geçmişine sıkışır. Kendisini bir çıkmazın içinde bulan Ean, görevinin ciddiyetini kavrarken zamanın karmaşası içinde hem hayatta kalmaya hem de misyonunu tamamlamaya çalışır.
Bu zorlu yolculuğunda Ean’a yardım eden kişi ise gizemli ve yetenekli bir yol arkadaşı olan Muruk’tur. Ancak Muruk, vücudunda garip bir varlığın izlerini hissetmeye başladığında işler daha da karmaşık bir hal alır. Muruk’un bedenine yerleşen bu bilinmeyen güç, sadece onun zihnini değil, aynı zamanda ikilinin görevini de tehdit etmeye başlar. Muruk, bu varlığın ne olduğunu ve ona neden musallat olduğunu anlamaya çalışırken, Ean ise zamanla yarışmak zorundadır.
Ean ve Muruk, yüzyıllar boyunca geçmişin ve geleceğin karmaşık labirentinde yolculuk eder. Görevleri, insanlığın kaderini belirleyecek bir patlamayı — haava’nın patlamasını — önlemektir. Ancak bu patlama, yalnızca bir doğa olayı değil, evrendeki tüm yaşamın dengelerini altüst edecek bir yıkımı temsil eder.
Her ikisi de hem dış tehditlerle hem de içsel mücadelelerle yüzleşirken, görevlerinin yalnızca fiziksel bir mücadele değil, aynı zamanda insanlık ve uzaylılar arasındaki karmaşık ilişkilere dair derin bir sorgulama olduğunu fark ederler. Haava’nın Kaderi, zamanın sınırlarını zorlayan, fedakarlık, dayanışma ve kimlik arayışı temalarını işleyen, sürükleyici bir bilim kurgu hikayesi sunuyor.
