Harper Stewart, yazarlık kariyerinde önemli bir dönemeçte, kendi biyografisini romanlaştırdığı yeni kitabını yayımlamanın heyecanını yaşamaktadır. Ancak, kişisel yaşamı bu süreçte karmaşık bir hal almıştır. Sevgilisi Robin, uzun süredir evlilik konusunda kararlı bir şekilde adım atmak istemekte, Harper ise bu konuda karar verememenin huzursuzluğunu hissetmektedir.
Bu çalkantılı ruh hali içerisinde Harper, çocukluk arkadaşı ve başarılı bir profesyonel sporcu olan Lance tarafından düğününe sağdıç olarak davet edilir. New York’a giden Harper, düğün hazırlıklarına katılırken, aynı zamanda eski dostlarla bir araya gelerek geçmişin hatıralarını yeniden canlandırır. Eski arkadaşlık bağları ve unutulmuş anılar, düğün öncesindeki birkaç gün boyunca yüzeye çıkar.
Ancak, Lance’in düğünü göründüğü kadar sorunsuz değildir. Harper’ın kaleme aldığı roman, içerdiği bazı hikâyelerle yalnızca kendi geçmişine değil, çevresindekilerin hayatlarına da ışık tutmaktadır. Kitabın yayımlanmamış kopyası, düğün hazırlıkları sırasında dostlar arasında dolaşmaya başlar ve Lance için büyük bir sorun yaratır. Romanın içerdiği bazı detaylar, Lance’in Harper’a duyduğu güveni sarsma potansiyeline sahiptir.
Bu karmaşık duygular, eski arkadaşlıkları ve bireysel hataları sorgulatan bir hikâyeye dönüşür. Harper, yalnızca bir dostun düğününde sağdıçlık yapmanın ötesinde, kendi hayatıyla yüzleşmek ve geleceği hakkında net bir karar vermek zorunda kalır. Geçmişin izleri ve bugünün gerçekleri arasında kalan Harper, dostluk, aşk ve sorumluluk üçgeninde zorlu bir sınavdan geçerken, duygusal bir hesaplaşma yaşar.
Harper için bu süreç, yalnızca Lance’in düğününde bir görev değil, aynı zamanda kendi hayatının düğümlerini çözmek için bir fırsat olacaktır.