Anne ve Patrick, ilişkilerini yeniden canlandırmak amacıyla sıradan bir geceyi birlikte geçirmek ister. Ancak bu plan, onları hayatlarının en karanlık gecesine sürükleyen bir kabusa dönüşür. Neşeli ve dost canlısı gibi görünen bir taksi şoförü, genç çifti şehirden uzak, ıssız bir yola götürür. Başlangıçta masum bir gezinti gibi görünen bu durum, taksi şoförünün davranışlarının giderek tehditkâr bir hal almasıyla korku dolu bir kaçışa dönüşür.
Yol boyunca şoförün tavırları giderek daha tuhaf ve ürkütücü hale gelir. Anne ve Patrick, şoförün niyetinin iyi olmadığını anladıklarında, çoktan tuzağa düşmüşlerdir. İkili, kaçırıldıkları bu lanetli bölgede, birbirlerine yeniden güvenmek ve hayatta kalmak için çabalamak zorunda kalır. Çift, hem fiziksel hem de psikolojik sınırlarını aşarken, ilişkilerindeki derin yaraları da gözler önüne serer.
Bu korku dolu gece, sadece bir kaçırılma hikayesi değil, aynı zamanda insanın hayatta kalma içgüdüsü ve travmalarla başa çıkma çabasını anlatır. Anne ve Patrick'in yaşadığı bu sınav, yalnızca dış dünyadan gelen tehditlerle değil, aynı zamanda kendi içlerindeki korkularla da yüzleşmelerini gerektirir. Karanlık ve gerilim dolu atmosferiyle bu hikaye, izleyenleri diken üstünde tutmayı başarır.