Satılık Değildir

Erkan, köydeki mütevazı evinde, en değerli varlığı olan dedesi Osman Dede ile huzurlu bir hayat sürmektedir. Ancak dedesinin ani vefatı, onun dünyasını altüst eder. Yasın ağırlığını taşımaya çalışan Erkan, daha dedesinin kaybını hazmedemeden kuzenlerinin açgözlü planlarıyla yüzleşmek zorunda kalır. Kuzenler, Osman Dede’nin evini satmak için hemen harekete geçer ve hukuki yollarla Erkan’ı evden uzaklaştırırlar. Evi kaybetme fikrine asla boyun eğmeyen Erkan, tüm çabalarıyla dedesinin hatıralarına tutunmaya çalışır. Ancak, evin yeni sahibi Demet’in taşınması, işler için yeni bir dönüm noktası olur. İlk başta bir yabancı olan Demet, zamanla Erkan’ın hayatında özel bir yer edinir. Birbirlerine yakınlaştıkça aralarında güçlü bir bağ oluşur ve sevgili olurlar. Fakat bu mutluluk kısa sürede kuzenlerin sinsi planlarıyla tehdit edilir. Hem evi açık artırmaya çıkarmak hem de Demet ile Erkan’ın arasını bozmak için ellerinden geleni yaparlar. Tüm bu kaosun ortasında, beklenmedik bir olay her şeyi değiştirir. Osman Dede, tam ev satılmak üzereyken ortaya çıkar. Meğer ölmemiş, kuzenlerine ders vermek için bir oyun oynamıştır. Planları suya düşen kuzenler, büyük bir hayal kırıklığıyla köyden ayrılmak zorunda kalır. Osman Dede, evini Erkan ve Demet’e bırakır, onların birlikte mutlu bir hayat kurmaları için bir yol açar. Bu hikâye, yalnızca bir evin değil, sevgi ve aile bağlarının da değerini hatırlatan bir dersle son bulur.