Korku sinemasının en tüyler ürpertici yapımlarından biri olan Karabasanın devamı, bir kez daha izleyiciyi derin bir kabusun içine çekiyor. Bu kez, korku unsurları bir akıl hastanesinde işleniyor ve gerilim her an artarak izleyiciye keskin bir deneyim sunuyor. Karabasanın ilk filminde gözler önüne serilen korkular, devam filminde çok daha yoğun ve uğursuz bir şekilde vücut buluyor. Bu kez, başkahramanımız Laura'nın yaşadığı travmalar, hem onun hem de çevresindeki herkesin hayatını tehlikeye atıyor.
Laura, yıllar önce ailesinin ölümüne tanık olduktan sonra, o korkunç olayı hâlâ zihninden atamamıştır. O korkunç gecede yaşadığı travma, onu akıl hastalıkları kliniğine sürüklemiştir. Laura'nın, ailesinin ölümünü açıklamak için oluşturduğu tek mantıklı açıklama, bir karabasanın varlığıdır. Karabasan, geçmişin dehşetli hatıralarını ve psikolojik korkularını bedeninde taşıyan Laura için, gerçek ve kabus arasındaki sınırı zorlayan bir varlıktır. Ancak, bu kabus Laura'nın yalnızca kişisel bir sorunu değildir; bulunduğu klinikteki diğer hastalar da aynı şekilde korkularıyla boğuşmaktadır.
Therapist ve diğer hastalarla olan etkileşimleri sırasında, Laura'nın korkuları daha da derinleşir. Diğer hastaların içinde bulunduğu durumlar, Karabasan'ın geri dönmesinin ve etrafındaki insanları birer birer hedef almasının habercisidir. Laura, Karabasan’ın sadece geçmişteki korkularını değil, şimdiye kadar yaşadığı travmalarla şekillenen yeni bir kötülük formunda geri döndüğünü fark eder. Klinik, bir anda zifiri karanlık bir hayatta kalma alanına dönüşür. Laura, hem içsel bir savaşa girer hem de çevresindeki diğer hastaları bu korkunç varlıktan korumaya çalışırken, adeta bir hayatta kalma mücadelesine girer.
Tobin Bell, Testere serisinin başrol oyuncusu olarak yine güçlü bir performans sergiler ve filme tüyler ürpertici bir gerilim katmaktadır. Bell’in katılımı, izleyiciyi ekrana kilitleyen bir tecrübe yaratır. Film, yalnızca Laura’nın psikolojik çözülüşüne odaklanmakla kalmaz, aynı zamanda karabasanın bu insanları birer birer yutmaya başlamasıyla zihinleri zorlayan bir kedi fare oyununa dönüşür. Gerilim ve korku sürekli artarken, her bir karakterin yaşadığı dehşet daha da derinleşir.
Korkunun sınırlarını zorlayan bu film, izleyiciyi yalnızca korkutmakla kalmaz, aynı zamanda psikolojik bir çözülüşün iç yüzüne ışık tutar. Karabasan’ın yeniden ortaya çıkışı ve diğer hastaların kaderini kontrol altına alma mücadelesi, büyük bir hayatta kalma savaşına dönüşür. Geçmişin, korkuların ve travmaların gölgesinde, her an beklenmedik bir korku patlaması yaşanır.
