Nazi işgali altındaki Doğu Avrupa ormanlarında, hayatta kalmak için büyük bir mücadele veren Yahudi bir çocuğun olağanüstü hikayesi anlatılmaktadır. Genç bir çocuğun, savaşın acımasız koşullarında, ailesini kaybetmesinin ardından, düşmanlardan saklanarak hayatta kalma mücadelesine girişmesi, gerçek hayatta yaşanmış ve bir insanın ruhsal ve fiziksel dayanıklılığını zorlayan bir öyküdür. Ormanlarda gizlenirken, bu küçük çocuk, doğanın sert şartlarına ve tehlikeli Nazi askerlerine karşı kendi zekâsı, hayatta kalma içgüdüsü ve cesaretiyle savaşı sürdürür.
Bu olağanüstü hikâye, bir çocuğun en karanlık dönemlerde bile umudunu ve hayatta kalma arzusunu kaybetmeden yaşama tutunma çabalarını gözler önüne serer. Bu, yalnızca hayatta kalma mücadelesi değil, aynı zamanda insanlık ve dayanışma üzerine de derin bir anlatıdır.